Monday, August 24, 2009

kümülatif sükunet

dedi ki, artik spekülatif yazilar yazmiyorsun.. dedim ki, ben artik yorumlara da cevap yazmiyorum.

Sunday, August 23, 2009

Pazar mesgalesi-Recel pride

annelerin kahvalti sofrasinda recelin illaki tadina bakilmasi hususunda zaman zaman piskopatlik derecesine varan israri, kendi recelimi sofraya koydugum ilk gun anlam kazandi.. 

Friday, August 21, 2009

BirkiUC

Birinci sene fistikliydi. Icim disim lafla dolu, kulahtan tastim. Derdimi layikiyla anlatmanin, sevilip okunmanin keyfine ikinci sene frambuazli cilekli supriz sactim. Ucuncu yilin seyri malum. Sade... 

O zaman kadehte cilek hosafiyla Serefe-Ramazan sebebiyle...

Saturday, August 15, 2009

Bakjwi (Thirst)

Kimi filmler normaldir. eglencelik izlenir. sevilir ve ya sevilmeyebilir. Bazi filmler ruha huzur verir. oturdugu yerde insanin icinde bitkiler yesillenir... bir de Chan Wook Park filmleri vardir. insani hemen oturdugu yerde burgu makarnasina bukup birakiverir (bkz.Old Boy). salondan cikip gitmemissen neydi simdi bu dersin film bitince. sinemadan cikis zindandan cikisa benzer. hayat az evvel izlediklerinin yaninda adeta cennetdir. sanki daha bi sevilir.

Thirst'un ne idugunden habersizdim bileti alirken. yonetmeni ve daha onceki filmlerindeki yaratici piskopatligi haric. tahmin yuruttugum yegane sey bu adamcagizin konu, duygu ve eylemden bagimsiz, seyirciyi koltugunda rahat oturtmama gayesiydi. yanilmamisim. 2.5 saatin ustunden gecen onca zamana ragmen hala neydi simdi bu diye sormakla mesgulum. Cannes jurisinin algilari acik olsa gerek kendisine ozel odulu coktan vermisler...


Thursday, August 13, 2009

The Fall

dususun* etkisi en cok dusme yuksekligiyle alakaliymisti. oysa ben, zemine ilk carpan yerin onemine dikkati cekerim.. kalca kol bacak carcabuk toplarken, burun dikine cakilanlarin mesela, cok cok sonra, hersey normalmis gibi davranmaya basladiktan bile sonra, durup dururken sizlayan direkleri olur. yukseklikten, acidan, zamandan, bagli oldugu burundan bagimsiz.

*filmden haberdar azinliktan misiniz?

Wednesday, August 12, 2009

baban nerde?

son zamanlarda suskunlugundan sikayet ettigim ic sesim nihayet geri dondu. havuzlu gunesli tatil ortaminin bogrunde, sinir, bezginlik, asabiyet, umursamazlik ve sitem tonlarini hissedilir bicimde yeslestirdigi ses tonuyla, sundurerek cekistirdigi minik kolun sahibine: 'baban nerde?' sorusunu soran, dogum sonrasi kilolarin bedenini hirpaladigi bir suru anne ve cocugu ve daha nice vesaireyi, karanlik gunes gozlugumun ardindan sinsice takip ederken, ic sesim ansizin beni durttu. Bilincsizce yaptigim seyi, genellemeleri, yorumlari ve acimasiz elestirileriyle onume koydu.. Donuste gumruk muhafaza masasini gorur gormez aklima dolusan allah muhafaza birimleri fikriyle, gate'de bir basima siritirken dusundum de korktugum kadar uyuzlasmamisim. Hala umut var.