Wednesday, December 04, 2013

dailey metod

 kobay  ve temsili pilates topu

Siccacik yoga sinifi uyeligimin bitmesiyle kendimi icinde buldugum bosluk beni oylesine sarsti ki kendimi bir sabah ansizin bir suredir adini duydugum eve on kulac mesafedeki studyoda buldum. ve yine her zamanki gibi gitmeden once internette yazilan yorumlari okudum ama sallamadim. metodu ve studyoyu anlatmadan once bahsettigim bosluk ve sarsilmayi kurcalamak isterim. 
Ben aslen kilo vermek derdinde degilim. sadece uzerinize afiyet okuz gibi yiyeyim, canimin istedigini istedigim saat gomeyim ama mevcut kiloma kilo eklemeyeyim gayesindeyim. ha bir dumduz karin, efendime diyim el sallayinca titremeyen pazular, erimis mafin toplari kim istemez, onlar da yan cebimde kalsin mumkunse. Asil mesele baska..
Tam zamanli bir ev annesi oldugum uzre bazi gunlerin bazi saatlerinde bulundugum ortamdan kosarak kacmak ve bir daha geri donmemek istedigimi fark ettigimden beri bu tip anlar yaklasirken (terrible 34) kendime hemmencecik bir kanalizasyon alani bulmam icap ediyor. halk jargonunda tantrum olarak adlandirilan bu tip ataklarin sikligi ve siddeti yavruyla gecirilen overdoz zaman, uykusuzluk ve aktivitesizlikle dogru oratili. bizzat kendi bilimsel arastirmalarim sonucu vardigim nokta su ki, haftaici herhangi bir gunun herhangi bir saatinde eli kolu bos, cantasiz, cocuksuz, matarasiz, islak mendilsiz, bezsiz, mandalina muz ya da kuru meyvesiz sokaga futursuzca salindigimda, ben, takip eden 4 gunu, hafta ici ya da sonu olmaksizin ataksiz geciriyorum. soz konusu basibos bir saat icin evden cikarken cogu zaman geride biraktigim manzara oylesine acikli oluyor ki o bir saati ekseriye kendime iskence ederek ve bu sayede vicdan azabi duymayarak geciriyorum. 
bu uzun giristen sonra yeni spor salonumun adini aciklayabilirim. the dailey method. ismin sonundaki method kelimesi bir saatlik metodik iskenceyi vurguluyor. yoga olsun pilates olsun sicak ya da soguk olsun hepsinin ardinda puri pak uhrevi bir butune tamamlanma arzusu yatiyorken the dailey metodun tek amaci bir saatlik surede maksimum kasi minimum zaman kaybi ve hareketle calistirmak. terlemek yok. kardio yok. hoplama ziplama, muzikle cosma yok. konusma yok. bir duvar aynasi, onunde bir bar ve kaymayan coraplar var. metodu geckin yasinda balerin olmaya heves etmis bir kadincagizin turettigini dusunuyorum. balerin olamamis ancak bari yaptigim spor bosa gitmesin dur ben bunu halkla paylasayim demis. peki bir ders gittim, ikinciye gittim ucuncuye neden gittim. cunku ise yariyor. sirt, bel, karin bacak hepsi tingir mingir calisiyor, saglam yag yakiyor ve insan ozellikle ertesi sabah yengec bacaklariyla yururken kendini iyi hissediyor. 
bu kez bir aylik sinirsiz uyelik yok, insan gibi, temkinli, azar azar.
kismet.

2 comments:

Anonymous said...

Ne iyi yapmissin. Ben de cok merak ediyorum ismini hala bilmedigim gittigin o kursu. Evde cocuk egliycez diye benzer seyleri yapiyorum ama yetmez :)))

Bir de ne zalimlik. Anneligi kendini unutmakta sananlarla muhatap olmak. hayir 7/24 kendini adayanlari anlayabiliyorum ama benim 1 gunumu sabahtan aksama disarda olamama kiskanclikla mi, yapabilecek gucu olmadigindan mi veya gercekten bunun hic bir anlami olmayacagina inandigindan mi surekli laf sokma telasinda olanlardan biktim. Ki aksamlari baba kisisinden her turlu destegi almama ragmen aylardir uzerime yapisiip kalmis lanet yorgunlugu da anlatamiyorum.

Anne olunca anladiklarimiz varsa, ben de bir kadinin bir kadina yapacagi en kotu seyin ''sefkatsizlik'' oldugunu ogrendim :/

Ay, ne dertliymisim ya. Sen iste boyle yazinca bunlar dokuluverdi.

Pardonuma siginir, hep yaz hep yaz hep ciz hep ciz diye Santa'ya haber yollarim :))

Sevgiler,

Yagmur

Evren said...

Aynen ben de böyle. Dışarı çıkarsam o dediklerin yanında olmadan, tadımdan yenmiyor, yoksa bizimkilerin vay haline :P Dailey method konusundaki tespitlerine de çok güldüm :)) Ben koşuyordum 3-4 gün ama yerler karla kaplı olunca, bende de osteopenia olunca tırsıyorum, çıkamıyorum artık. Sanırım benim de böyle bir stüdyo bulmam lazım, zira bu karın Nisan'a kadar gideceği yok.