Monday, September 27, 2010

Thursday, September 23, 2010

az once eve gelirken

apartman kapisini benim icin acan, eli kolu poset dolu kadina, 'i can hold the door for you' yerine 'i can hold you' dedim. yine, hatayi duzeltemeyecek kadar kisa bir zaman dilimindeydik ve boslugu mecburen o tedirgin sessizlik doldurdu.

Tuesday, September 21, 2010

postit

bazen, bu sinirlar icindeki sayfalarin ben ekip bicmeye baslamadan once hep dutluk oldugunu, aklima geleni dusunup tartmadan yazip cizebilecegimi, kimin ne sebeple okudugunu, ne anlam cikardigini tahmin etmenin ne salakcaligini, eskileri desip tekrar okumanin tatliligini, az da olsa cok da olsa kendi kelimelerimin, cizgilerimin, resimlerimin ustune dustugum belirli ya da belirsiz, anlamli ve ya anlamsiz, onemli ve onemsiz tarihlerin, basliklarin, kucuk notlarin, beni sip diye gecmis zamanin hikayesine goturebildigini kendime hatirlatmam gerekiyor.

bulut gecti

simdi boyle yuz metre engelli kosuyormussun. on engelin dokuzunu ucarak gecmissin. sonuncuya azicik surtmussun. sallanmis ama yerinde kalmis. yuz metre bitmis. sag saglim. kazasiz belasiz. hasarsiz. sukur demissin. gel gor ki yaris ya bu. senden once bitirmisler. sana odul yok. teselli olanindan bile. el bos. onemli olan katilmakmisti. seni sana ispatlamakmisti. belki gercekten oyle. beyin tamam der de iste, anlatmasi zor kalbe. cokca buruklu mahsunluk. bari birini devirip umudu bastan koreltseymissin. belli ki daha cigsin. hep dersin ya. yahnin de iyi olur senin. soyle adamakilli bir yahni icin kimbilir daha ne cok piseceksin.

Thursday, September 16, 2010

aragaz

durmak yok yola devam

Thursday, September 09, 2010

tarihe not


eye of the tiger parcasini armagan ediyorum. ebrugundes'den. once kendime sonra butun sevenlerine. arzu edilirse bu bayram kalburuma da basilabilir. sevgiler.

Tuesday, September 07, 2010

random nonsense


'It was a huge zoo, spread over numberless acres, big enough to require a train to explore it, though it seemed to get smaller as I grew older, train included. Now, it's so small it fits in my head.'-Life of Pi.
*
iste, izmir fuariyla ilgili binucyuzbesmilyon anidan her hangi birini tekrarlarken parliyor ya gozumun ici.. montro kapisi, camdan koprulu japonya pavyonundan alinan, basinca acilan fil kapakli kol saati filan. lunapark da dahil.
*
hani, cikarip dolaba koyacagin kazagin burun hizasindan gecerken, birden, gunden donmus anne gibi kokmasi. bos suratla tekrar koklaman. isik hiziyla gidip donulen gecmis zaman.
*
bazen, evi ev'lestirmek icin demledigin cayin bogaza oturuvermesi. bir haber. bir olum. bir dogum. bir hastalik. bir keder. bir sevinc. bir bas sagligi, bir tebrik. bir ne idugu belirsizlik.

Sunday, September 05, 2010

Saturday, September 04, 2010

miyv

aklimin koselerinden yoluma firlayan kedileri defterimin koselerinde besliyorum. n'olmus?