alisamadiklarimdan bahsediyordum ya. iste bir yenisi daha geliyor. bu aliskanlik bozuklugundan ote bir sey, bir isyan... isyanim bu memleketteki camasir makinelerine. herdaim heryerde insani gunbegun himbilliga iten konfor, camasir yikama olayinda ucuncu dunya ulkelerindekinden az ileride kendini koyvermis. tamam dereye inmek, sahanlarda citilemek sozkonusu degil belki ama camasir yikamak adina yasadigimiz komun hayat ve paylasimci ruh en devrimcinin bile takdirini kazanabilecek boyutta.
evet burda ogrenci olmak zor. kit kanaat gecinmek, varolani memlekete ucak biletine vermek, zamanla birikeni de etrafta gezinerek yemek demek. onceki nesillerin mezun olup giderken biraktigi birbiriyle uyumsuz esyalari, isporta kalitesinde wal-mart alet edevatiyla harmanlayip ev kurmak demek. gel gelelim, azami 40 kisinin ortak kullandigi, icat edildigi modelinden, biri bozuk 6 camasir makinasini takiben yerlestirilmis ucu bozuk 8 kurutma makinasi iceren bu camasirhaneler en ucuzcu ogrenciyi bile isyana surukler. eve birer tane almak, yukarida resmini gordugunuz sehirmerkezindeki dereyi kullanmaktan manen ve bilhassa madden daha zahmetli. sepetimi yukleyip soylenerek yola ciktigim her camasir seferinde aklima eskiden mutfagin orta yerinde pazar gunlerini merasime ceviren merdaneli camasir makinasi geliyor. merdaneye sikisan camasir katmanlarina, kalin odundan kontrol sopasina ve hatta ariza cikarip icindeki suyu mutfaga bosaltmasina bile raziyim yeterki benim ve evimin icinde olsun. o zamanlarda da o emektar makinaya cok soylenirdik, evlerimizi bir cirpida renkli televizyonlara, otomatik camasir makinalarina acip eskilerin yasini bile tutmadan kumandalarimizi laylonla kaplayiverdik. insanoglu doyumsuz farkindayim ama bizzat icraatin icinden gelmis bir nesile bu mecburi paylasim cok fazla cok. ben yine de bunca zaman makinadan ve deterjandan gelmeyen hayrin gunesten gelecegi umudunu hala korudugum, son camasir gununde fazlaca gerilip, kinayan bakislara aldirmadan bahceye camasir ipi cektigim icin, sonuc husran olsa da mutluyum.
evet burda ogrenci olmak zor. kit kanaat gecinmek, varolani memlekete ucak biletine vermek, zamanla birikeni de etrafta gezinerek yemek demek. onceki nesillerin mezun olup giderken biraktigi birbiriyle uyumsuz esyalari, isporta kalitesinde wal-mart alet edevatiyla harmanlayip ev kurmak demek. gel gelelim, azami 40 kisinin ortak kullandigi, icat edildigi modelinden, biri bozuk 6 camasir makinasini takiben yerlestirilmis ucu bozuk 8 kurutma makinasi iceren bu camasirhaneler en ucuzcu ogrenciyi bile isyana surukler. eve birer tane almak, yukarida resmini gordugunuz sehirmerkezindeki dereyi kullanmaktan manen ve bilhassa madden daha zahmetli. sepetimi yukleyip soylenerek yola ciktigim her camasir seferinde aklima eskiden mutfagin orta yerinde pazar gunlerini merasime ceviren merdaneli camasir makinasi geliyor. merdaneye sikisan camasir katmanlarina, kalin odundan kontrol sopasina ve hatta ariza cikarip icindeki suyu mutfaga bosaltmasina bile raziyim yeterki benim ve evimin icinde olsun. o zamanlarda da o emektar makinaya cok soylenirdik, evlerimizi bir cirpida renkli televizyonlara, otomatik camasir makinalarina acip eskilerin yasini bile tutmadan kumandalarimizi laylonla kaplayiverdik. insanoglu doyumsuz farkindayim ama bizzat icraatin icinden gelmis bir nesile bu mecburi paylasim cok fazla cok. ben yine de bunca zaman makinadan ve deterjandan gelmeyen hayrin gunesten gelecegi umudunu hala korudugum, son camasir gununde fazlaca gerilip, kinayan bakislara aldirmadan bahceye camasir ipi cektigim icin, sonuc husran olsa da mutluyum.
No comments:
Post a Comment