Wednesday, April 01, 2009

cilt bakimi

katman katman, parfumle girip paltocudan cikilan kocaman dukkanlarin icinde dolanirken kozmetik cadiri sandalyelerine kimlerin nasil oturabildigini coktandir merak ediyordum. urun testi mi, krem alana makyaj bedava mi yoksa parti oncesi profosyonel makyaj mi derken birgun ayakkabi seyretmek icin daldigim Norstrom'un kapisinda bir adet kozmetik gorevlisi bana dogru kosmaya basladi.. full makyaj hanim bana yaklastikca arkada acilan kadrajda yan yana makyaj sandalyelerine dizilmis bayanlari fark ettim... makyaj, yeni urunler, test, bedava (free) cilt tipi, analiz gibi kelimeleri ayni cumlede duydugum anda yanimdakileri, amacimi, kendimi, vakti ve dunyanin geri kalanini unuttum. sandalyeye oturdum..
koltuguma yeni yayilmistim ki oldum olasi ezik cevap vermeme sebep olan soru geldi. hangi cilt bakim urunlerini kullaniyordum? esantiyon olanlari, dedim. guzellik uzmani cik disari gozum gormesin, der gibi bakti. aldirmadim. hep duzenli kullanmak istedim ama hangi dogru urunu secmem gerektigini bilemedim, iste bugun de size geldim, dedim. yemis gibi yapti. essay tipi ikinci soruyu out'a celmekte cok zorlandim. cildimde ozellikle gicik kaptigim sorunlu bolgeler var miymis? uzman sensin herseyi de benden bekleme sen soyle, der gibi baktim. hangi birini sayayim, der gibi geri bakti. yan saldalyelerden derledigim cumleleri yillardir duydugum kozmetik reklamlariyla birlestirdim. biraz kuru bazen yagli, adaletsiz (uneven) renk dagilimi, kirmiziliklar, ciller, benler, buyuyen gozenekler, siyah noktalar, gozalti torbalari, amaaan bildigin butun igrenclikler iste... 
urun adini, sirasini ve ilgili fircasini mumkunu yok hatirlayamayacagim bir dizi islem sonrasi cildim bebek gibi puruzsuz, ferah ve parlak filan olmamisti. allah icin temizdi ve guzel kokuyordu. neyse, uzmanabla herseyi kataloga isaretleyip hangilerini almak istedigimi sordu. simdi almiycam ben evde biraz dusuneyim dedim. alenen gicik kapti. 
varolan makyajimi silmis bulundugundan, nezaketen, hafif makyaj (touch-up) ister miyim diye sordu. tamam ama abartma dedim. sanki icime dogdu. suraya sundan buraya bundan gozlere ondan kapaklara dudaklara yanaklara derken aynasiz calisan uzmananimdan iyiden iyiye bunaldim. bakim ve makyaja ayirdigim yillik toplam sureyi asmistik nerdeyse sandalye uzerinde. insanlar bu bakim surecinde yaslaniyordu muhtemelen. boyayip silerken, nemlendirip toniklerken bir de bakmissin omur gecip gidiyordu...
daldigim dusuncelerden kirpiklerimdeki anormallik sayesinde uyandim. goz kirpisim surecindeki acilip kapanma mekanizmasini bizzat kendi gozlerimle 30 santim geriden izleyebiliyordum. hemen yan sandalye teyzesinden aynayi kaptim. gozlerime inanamadim. zaten gozler de benim degildi.. boya kupune batmak kesin boyle bir an sonrasi deyimler sozlugune gecmisti. birkac saate Meksikaciya gidecegimi, cipsimi salsalarken kirpiklerimin matgaritama kacmasindan endiselendigimi, en azindan eski gozlerimi geri istedigimi soyledim... uzmancan, goz acip kapayarak bir karis oteyi gidiklayabilmemi saglayan kirpiklerdeki zifti soylene soylene sildi.  oysaki gozlerim meydana cikmis. guzel olmak istemeyenine de ilk defa rastlamis. bize afiyet olsunmus. ceperlerdeki siyah bulutlar (smoky) icin artik cok gecti. bir sure boyle surmeli yasamam gerekecekti.
bakim, zayiflik, makyaj ve sekil dayatmalarina aldiris etmeden, sirf iyi hissetmek ve sahsi istek dogrultusunda kendime bakmak istiyorum ben sevgili okuyucu. su gunlerde bu o kadar da kolay degil zira zaman kendine bakmayani, gelisiguzel giyineni, bigmacmenusunu vicdanazapsiz, patatesini mayoneze batirarak yiyeni siniftan attiklari zaman ve ben buna fena halde icerliyorum. 

10 comments:

Unknown said...

kikikikiki:)tipki ben..:P

Aydan Atlayan Kedi said...

Ben bu güzellik uzmanlarına fena halde gıcık oluyorum. İnsanı maymuna çevirip "harika oldunuz. Şimdi size şu ruju, bu maskarayı, ordaki farı verelim" demiyorlar mı? Bence bize makyaj yaptıktan sonra arkamızdan dalga geçip duruyorlardır "maymuna çevirdik enayiyi, bir de neler neler sattık" diye. Ben uzak duruyorum onlardan. Böylesi herkes için en iyisi :)

91 said...

estetik kaygısız hayatı destekliyorum tamamen :D en güzelini yapmışsınız efenim.

Lapis lazuli said...

Sen cok yasa Morkoyun'cum, sabah beri her niyeyse pek daralan icim, haliyle asik suratim sayende degisti, gulumsemek de neymis kahkahalar esliginde okudum, kendime geldim...
Muhtesemsin ;-)

La Loba said...

Kendimi okuyorum sandım bir an :)

Görüntü merkezli ahlaksız düzene son!

Yıkılsın güzellik merkezleri!

Kaptırdım gidiyorum hayırdır inşallah.

Anonymous said...

bu kadar benzer mi yaşanır bu durumlar!

genelde hep başıma gelen bu durumu yazmışken yazını gördüm..

yalnız değiliz :)) kozmetikçilerden kaçan kadınlar diye bi blog mu kursak acep :))

bi dilay said...

evlenecegim gun afedersin seforadan randevu almistim hayatimda ilk kez makyaj yapilsin diye bi de bi kuaforden saçim basim yapilsin niyet. Sonra gun içinde(sabahin korunde) vazgeçip beni orda maymuna çevirirler korkusuyla mahallenin kuaforune gittim (bu arada gelinligim falan da yoktu bi beyaz elbise uyduruverdim annemin sonrasinda danteller ekleyecegi).
Kadin konusa konusa ve tum israrlarima ragmen saçimi kivircik yaparken (zira saçlarim lepiska, bukleler iki dakikadan fazla durmaz, dedim dinletemedim:) kaynanamdan bahsetme gafletinde bulundum. Kadin beni "kaynananin inadina" basligi altinda maymuna çevirdi. Hatun arapti, milletine bi diyecegim yok elbet ama beni bir arap kizina çevirdi; altin yaldizli goz fari ve merinos koyunu saçlar esliginde... eve gelene kadar aglamaktan makyajim zaten akmisti, kafami da suyun altina sokuverdim. ve oylece evleniverdim:)
makyaj deyince anlatasim geldi, anlativverdim:)

pelin said...

oradayken ben de hep merak ederdim, kim nasıl oturuyor bu sandalyelere diye ama böyle birşey olduğunu tahmin ettiğimden daha çok da senin maruz kaldığın soruların çoğuna (cilidniz için ne kullanıyorsunuz, çok problemli vs.vs.) cevap vermek istemediğim için hiç yanaşmadım. sabun ve nemlendiricinin yeterli olduğu bir cildim olsun isrterdim. yeterli değil ama ben yine de başka birşey kullanmıyorum.
makyaj işi ayrı bir terane. eğer o gün dersim yoksa makyaj yapıyorum bazenç ama ders varsa en rahat ayakkabılarımı, giysilerimi giyip, saçları da toplayıp çıkıyorum. hergün aynı şekilde makyaj yapan, makyajsız çıkmayan kadınlara hayranım ya. bugün öğle yemeğine beraber gittiğim diğer kadınlara baktımda hepsinin makyajı, saçı, kıyafeti falan yerli yerinde. bir de kendime baktım sonra ayağımda kocaman trekking ayakkabıları, saçlar topuz, bi gram makyaj yok. gittim saçlarımı kestirdim sonra. son paragraf için al benden de o kadar ya!

Anonymous said...

şiirmakyaj işi ayrı bir saçmalık. eğer o gün dersim yoksa makyaj yapıyorum bazenç ama ders varsa en rahat ayakkabılarımı, giysilerimi giyip, saçları da toplayıp çıkıyorum. hergün aynı şekilde makyaj yapan, makyajsız çıkmayan kadınlara hayranım varya.

Berceste said...

Anlasildi, sen dudak portleten ruj hikayenden ders almamissin arkadasim :( Ben de yillardir suratimi nemlendirmek adina alerjiye bogan kremlerden muzdariptim, dogurdum cozumu buldum :P Bizim kizin makyaj malzemelerini kullaniyorum, daha 3 aylik ama olsun, alerji yapmiyor :)