Friday, March 14, 2008

leblebi kavurucusunun hih deyicisi


ben keciboynuzunu cok severim. en mesakkatli finallere, vizelere, projelere, sabahlamalara hep keciboynuzu sayesinde gogus gerdim. tazeyse, kuruyup taslasmadiysa bir de, insanda uykudan eser birakmaz. agiz hic bos durmadigi gibi bogazdan gecen lokma da kimsenin isine yaramaz. dalip da kitir kitir kemiremezsiniz zira cekirdekler mayinlidir. nereden ve hangi siklikla cikacagi belli olmaz. erkenden cekirdeginden ayirdiginiz balli parcayi gonul rahatligiyla cignemenin keyfi kelimelerle anlatilmaz.

kuruyemisciden hic keciboynuzu almayanlar bilmez ne sancilidir almasi. hele ki siz citipiti bir genckizsaniz ve kuruyemisci babasinin dukkanini isleten delikanli ogulsa. Afedersiniz, keciboynuzu alicaktim, dersiniz insan gibi. iyi ihtimalle, ne kadar vereyim abla der karsidaki. ucyuz gram lutfen derken, beyaz leblebi de alacakmissiniz da dut kurusuyla karisik mi olsun ayri mi karar asamasindaymissiniz ayagina yatarsiniz. oysa ki yuzune bakmadiginiz kuruyemiscinin sessizligi ele verir aklindan geceni. bu iyi ihtimal tabi... degisik ihtimallere zamanim ve sabrim olmadigindan, ben dunyanin en hizli cekirdek citleyen biyikli adamina, dayima, veririm siparisi. Delikanli, keciboynuzu taze mi?... (Yuzunde kavruk leblebi ifadesiyle) yok agbi, bu mevsimde keciboynuzu bulamazsin. bulsan da randiman alamazsin. ehi ehi...

Keciboynuzuyla kisisel deneyimlerim bir yana dursun, haftasonu Yahudi mahallesinde manav susu verilmis bir dukkanin cama yakin kosesinde bir sepet keciboynuzu gorunce dayanamadim, iceri daldim. Memleketin sokaklarinda, gormeyeli unuttugun eski dostlarla karsilasir gibi burada da yemedikce tadini unuttuklarina rastlayinca sarilasin geliyor.
Eskiden kalma aliskanlikla cilekleri koklayip, kesekagidina tursuluk uc bes hiyar attiktan sonra tartinin basindaki bayana ikimizin duyacagi sesimle, bunun adi ne ki? dedim. Kadin herkesin duyacagi sesiyle, Turk musun? dedi... Surat ifadem sorusunun cevabini vermis olacak ki, sizin dilde adi cok komikmis diye de ekledi. bu ulkedeki adi Carob'mus, mahalle sakinleri dini bir bayramda yedigi icin dukkanda bulunduruyormus. Bu bilgiler esliginde, keciboynuzlarimla eve dondugumde acip okudum.

Dis kiran Carob cekirdeginin, elmas karatina isim verdigini, herhangi dort cekirdegin eksiksiz 1 dirhem ettigini, iki dirhem bir cekirdegin ozdeyislesme hikayesini, sevgili keciboynuzumun eskiden cikolata niyetine tuketildigini ve buraya yazmaya usendigim nice gereksiz seyi bilmemin ne bana ne de keciboynuzuna faydasi olmadigini farkettim. iyi ki bir blog edinmisim.

baslik: anneanne deyimi

Sunday, March 09, 2008

kus sesleri, ovalar, taze cimen, Mart filan...

asmadan once

pismeden once

bitmeden once

Gunluk notlar:
* rejimin sekizinci gunundeyim. hayatimin hicbir doneminde bu kadar saglikli urunu bir arada kullanmamistim. pirinc, un, seker ve beyaz pof ekmek yerine kepegin, kahverenginin, kabuklunun, cavdarin dibini gordum. icim disim meyveylen sebze. heybetli gobegim erimeye yuz tuttu. saglikli yasamin yan etkileri olabilir. endiseliyim.


* parmak kadar hemstira diyabet teshisi kondu. avucuma isediginde, yasattigim kafes hayati kosullarina mesaj gonderiyor sanmistim. su sisesi seviyesini takip edince farkettim. artik diyet yemek hazirliyorum gunluk. ikimizin de gune taze cimenle baslamasi ne guzel.

* fenerbahce vestelManisa macinin anlaticisinin ceketine gozum takildi az once. kahverengi parlak deri. taze uretilmis sanki... insanlar zevk zevk ve renk renk tamam da goz var televizyon yayini var... macin hakemi KuddusiBey de daha siyah giyinseymis keske. adam zaten yeterince esmer. kostumuyle hepten yok olmus sahada...

* dun degme Ocak soguguyla tepeleme kar yagdi. bu sabah parlak gunesli aydinlik. madem oglen olmadan eriyecektin, butun gun yollari kapamaya ugrasmak niye.

* kocanizi outlete gonderin camasirda rahat edin. hangi anlamina laf edeyim karar veremedim.