Thursday, July 16, 2009

yapmak ya da yapmamak

yapmak istedigim, yapmayi cok sevdigim, yapmak uzre oldugum, yapmak icin can attigim, yapasim zaten gelmis olan, ya da, yapmaktan nefret ettigim, yapmamak icin direndigim, yapmayi erteledigim herhangi bi'sey icin, YAP emrini aldigimda o seyden bir daha donusu olmamak uzre soguyorum. yapmamak icin olumune direnip bazen sacmaliyorum. huyum ergen mizmizi gibi gorunse de ilerleyen yasla ulastigi boyutlar korkutucu. misal kucukken 'mork. cilegini yesene' lafi uzerine oylece yemeden tabakta biraktigim cileklerin kimseye zarari yokken, 'mork. pazartesi toplanti var, katilim mecburi' dendiginde toplanti bir yana dursun isimi birakmakla birakmamak arasinda gidip geliyorum. hayir sen o toplanti saatini insan gibi bana bildirsen ben zaten gule oynaya katilacagim. ama insiyatifim elimden alindiginda zivanadan cikiyorum. huyumu kurutabilitem olmadigi gercegini kabullendim. dunyayi, bana emir kipli cumlelerle hitap etmemesi yonunde degistirebilecegim umudunu yasatiyorum...

Saturday, July 11, 2009

Tuesday, July 07, 2009

sonucta giris de bir tur gelisim sayilabilir

o kadar da gecmiste kalmayan eskiden, bir kelimeyi, haberi, sozu, bakisi, durusu, gunluk hayatin cok da umurda olmayan tek bir anini, yayin akisi esnasinda bulundugu kareden keserek cikartip enine boyuna sundurebilir, ustunde uzuuun uzuun dusunebilir, igne ucu delikli suzgeclerden gecirebilir ya da islak pamuk altinda budaklanmasini izledikce saymaya usenilesi vakitlerce yorum yapabilirdim. o yorumlarin milyorda biriyle gunasiri blog yazabilir, asirdigim gunlerde yazdigim yazilari bizzat kendi ilgime draft olarak kaydedebilirdim... simdiki degisikligin sebebini once bitirdigim doktora sanmistim. bunye bunalmadikca kurcalamiyor, hayattan memnunsa elestirmiyor, mutluysa irdelemiyor sandim. yanilmisim. onca ay issiz kaldim. bunaldim, hayattan biktim, mutsuzluklari yeniden tanimladim. yazmadim... sonra sucu yalnizliga attim. insan yalniz kalmadikca dusunmuyor, konusabiliyorsa yazmiyor sandim. buldugum isle yeniden yalniz kaldim. medeniyet uzaginda, yeni bir kampus koyunde, hic komsumun olmadigi tek odali kendi evimde istemedigim kadar yalnizdim. yine yazmadim..

sonra birdenbire ne oldugunu anladigimi filan sanan okuyucuya hatirlatirim ki bu tip ilahi aydinlanmalar edebi yazilarda olur. burasi amator ruhlu koyun blogu. egitmekle gorevli bulundugum iki kucuk cekirgeye gunlerdir giris gelisme sonuc iliskisini anlatmaya calisiyor olmam ve bu iliskiye su siralar duydugum nefretli tiksinti gelmis gecmis butun yazi duzenlerinin icine tukurme istegiyle doldurdu beni. nefretimin bir kismini sactigima ve yazinin gelisimini ziyadesiyle bozduguma gore ilk paragraftaki meseleye geri donebilir tahmini sonuca varabilirim.

sanirim, yazma potansiyelimin baltasi anonimligimi koruma cabasi.. zaten belki gercekten de, 'mahremiyetin gitti mi elden sen de gitmelisin tez elden'*. belki de degil. gayet karizmatik sonucu da boylelikle piciriklestirdigimize gore dagilabiliriz. yasasin kisisel anlatimin bozuk gelisimi.

*ElifSafak-Mahrem