Sunday, March 28, 2010

islak koyun pis kokuya delalettir


Benim yazi yontemim, beni kim dinliyor diye meraklanmaktan cok, yukses sesle dusunmeye ve kendi keyiflerimi izlemeye dayanir, demis DeQuincey. Hakli desem o webstatin isi ne orda derler adama. Cumlelerini umumiyete saliverirken yer yer paranoyaklasan her blog sahibi gibi, ben de buraya kimin hangi sebeplerle ugradigini takip ediyorum. Kurban bayraminda aranan koyun sayisindaki abarti artis sasirtmiyor beni artik ama 'su icinde koyunlar' ruyasina tabir arayan insana hala gulesim var.. hahaha.
(foto: Boston, su icinde ordekler, yesil baslinin yuzune dikkat)

Saturday, March 27, 2010

sen ben ve yunuslar

ben- ...cok uzunc... sms atip destek verelim.
sen- kurban bayrami da bizde kan golune donüyor.
ben- ne alakasi var, ayni sey mi simdi bu?
sen- degil mi?
o-(tartisma uzar ve küsülür)
*
sen- tum sucu japon balikcilarin ustune atmalari sacma.
ben- biz verilen mesaji anlamayacak durumda miyiz?
sen- sen degil ortalama izleyici.
ben- filmi de cekmeselermis oyle mi?
sen- gosteri piyasasinin da ustune gitselermis. yememis belli ki.
ben- duyguuuu birazcik duyguu, butun istegim bu!
sen- ben japonlari seviyorum, ondan.
o-(susulur, küsük kalinir)
*
ben- birgun aniden vejeteryan olabilirim.
sen- hmmm.
ben- yumurta da sevmiyorum vegan olayim en iyisi.
sen- ok
ben- balik yemem... soya sütü is gorür.. pirzola zor. koftesiz yasanir mi?
sen- sadece kofte yiyen vegan ol sen.
ben- of.
o- (gülünür ve tartisma biter)
*
(gunler sonra susicide)
sen- yunuslara carcar somonlara lüplüp.
ben- yemiycem yaa!
sen- lütfen ye.

Tuesday, March 23, 2010

Mayhos mafin

Bahar carpmasi etkinlikleri son hiziyla devam ediyor.. Yeme icme ustune 'ne yapsa severim, hepsini bir basima yerim' mantigiyla didikledigim mutfaklardan biri de CafeFernando. Pek tabii yine rahat durmayarak tarifle oynadim, findik fistik ekledim, esmer sekeri cikardim, yarim olcuye boldum, catalla cirptim. Baska islere dalip firindan cikarmayi unutum. Calisma o kadar deneysel oldu ki yedigim ucuncu mafinden sonra bile iyi mi kotu mu anlayamasam da sevdim evet sevdim. Yine yapar yine hepsini yerim. Orjinal tarif burada.



Sunday, March 21, 2010

Sunday, March 14, 2010

Friday, March 12, 2010

huzur as a function of time (t)

(cemyilmaz'i izleyen insanlarin calan muzige kayitsiz kalmasi, cantalar arkadayken gozunu yummasi mumkun mu?)

Wednesday, March 10, 2010

kendime mektup, gecmisten

Blog,

Bir gun gelir de, siradan gunlerin insani sarmalayan tatli rehaveti icinde, zevk aldigim aktiviteleri vicdan azapsiz ve canim istediginde yapabiliyor olmanin verdigi keyifle, kapimda yazan ismin yanibasinda duran d ve r harflerine alisip su yasadigim gunleri unutursam beni bul. hafizama gomdugum en berrak goruntuleri yakalayip yuzume vur. vur ki, bir takvime bir saate bakarak gecirdigim uykusuz geceleri, danismanimin yazdigim her kelimeye itiraz etmesini, itirazini duydugum en cesaret kirici kelimelerle yuzume soylemesini, tartismaya bile giremeyecek kadar bitkin halimi, bir yazip bir sildigim kendine guvenemeyen cumlelerimi, bir butun gun aglayip muhtemelen elimdeki mikrobu goz kapagima bulastirmak suretiyle sag gozumu kapayan sislige aldirmadan kirmiziya karanlanmis chapteri duzeltmeye calistigim bu geceyi hatirlayayim. Ve yeniden unutana kadar, cirkef hayatin onume getirecegi hicbir seyden korkmayayim.

Ekim 11, 2007, bayram (seker)

Tuesday, March 09, 2010

Central park ve portakalli ordek

kucuklukten sakladigim parlak gunesli anilarin bir diliminde, komsu kizi canim arkadasim Eylem'le, sari ince uzun mujde corap torbasina istiflenmis portakalli elma kokteylini, evin arkasinda simdi bina kapli bayira serilmis yiyoruz. arka balkonda, gomlek uclarini once birbirine sonra mandala tutturan annemle arasira gozgoze de gelmesek resmen baska ulke topraklarindayiz. belki nisan en fazla mayis. gunes ilik. arasira ruzgar esiyor ama Izmir ya burasi hic usutmuyor. tas catlasa 7 yillik omrun en guzel gunu. sanki portakalin tadi baska. dunyanin butun keyfi bizim...
bugun central parkta, portakal ve elmadan olusan bireysel piknik alanimda, ordekler, gol ve 15 derecelik gunesi bulunca kac yil oncesine gitmem gerektigini hesap ettim. rakam 25 cikti. oha dedim.
bak yine annemi ozledim.

Monday, March 08, 2010

NY sokaklarinda-MoMA

iki arti ne bileyim kac haftalik NewYork tayininin ilk gununde Modern Sanat Muzesinde kac saatlerimi gecirdigimi, nelerle ilgilendigimi, TimBurton-hastasiyim- sergisinin ustune denk geliverip Corpse Bride, BettleJuice, NightmareJack, MakasellerEdward, Stainboy, Robotboy ve nicelerinin hikayelerini hamur maketleriyle karsimda gorunce agalamak istedigimi filan anlatmak isterdim ama simdi vakit yok.. Belki baska bahara, belki aralarda kisa kisa..

butun bu sanatsal aktiviteler sonrasi beynimin butun kivrimlari ilhamla dolmus ancak mide ceperimdeki kazilar karnimin orta yerine delik acmakla mesgulken internetten bulup kendimi oracikta kaybettigim mini dukkandan soz etmeden gecemem. donus yolunun uzandigi 5inci caddede sagimda ruslarin ilgilendigi prada chanel armani solumda cinlilerin onunde fotograf cektirdigi miyumiyu botega fendi, koyun efendinin elindeki posette diyor ki: gulluoglu, 1871'den beri.

Tuesday, March 02, 2010

rüya

rüya bütün çektiğimiz rüya kahrım rüya zindan
nasıl da yılları buldu bir mısra dolu maceram


ilham: havlu dolabi
uyuyanlar: sabun kokulu koyun yastiklar
fonda calan: iki parca can

Monday, March 01, 2010

yesil onyargi


yemek yapma konusunda hayatimin hicbir doneminde iddiam olmadi. ev yemeklerini disardakilere tercih etmemin dogal sonucu olarak gel zaman git zaman yemeklerin genelinde pratiklik kazansam da hic 'degisik tarif' pesinde kosma istegi duymadim. bendeki anti-guruluga nispet yemek yapmayan bir yemek gurusuyla evlendigimden beri olmadik seyler oluyor bizim mutfakta. tadin nasil olmasi gerektigiyle ilgili ayrintili tarifler ve oneriler geliyor onume, degerlendiriyorum ben de. yillar once asparagustan corba dense yerimden kalkar guler geri otururdum. artik evde zirt pirt asparagus corbasi pisiyor. rengi cart yesil. tadi mukemmel. yag-un-asparagus-sogan kavurmasi, suyla coslatip haslama, blendircan, kaynarken az sut, tuz karabiber. afiyet.