icinde yasadigimiz binanin tahmini 100 yillik gecmisi var. vaktinin ozenilerek tasarlanan yapilarindan oldugu, giristen catiya, asansorden kapilara, her kenar ve kosede kendini belli ediyor. kadi kizinin iki kusurundan biri kendine ait park yerinin olmamasi. bunu, cadde uzerindeki sinirli sayili beles park yeri icin yeri geldiginde apartman sakinleri olarak birbirimizi itmek, ezmek ve dovmek suretiyle tatli ya da tatsiz bir sekilde hallediyoruz. digeri ise cok daha vahim. bireysel camasir yikamaya elverisli olmamasi. ustelik, param var alir makinemi koyarim mantiginin bes para etmedigi bir kanalizasyon ve elektrik tertibatina sahip. soz konusu tertibatin garipligi cok sik rastlanmayan kesintiler sirasinda sifonun calismamasiyla tecrube edilebiliyor. yani gunun en verimli aninda elektrik gittiyse gercek anlamda s.ctin. saclarimi kuruturken kahvemin suyu da isiniversin dediysen, islak sacla apartman boslugundaki salterin muhattabi oluverirsin.
durum boyleyken iki kisilik cekirdek bir ailenin azami iki haftalik birikmis kirli camasiri camasirhaneye yapilacak 3 turdan olusan seferle mumkun olabiliyor. birinci sefer bos ve temiz makine kapimi, ki her hanesinde en az 1 kopek barinan 140 daireli bir apartmandaki tuy miktarindan bahsediyoruz, ikinci sefer camasirlar bir baskasi tarafindan makineden cikarilip umumi les masaya yatirilmadan yetisme, kurutma makinesi kapimi ve transfer isleminden ibaret olurken, son sefer takir takir kurumus camasirin torbaya tepilerek eve getirilmesinden olusuyor. butun bu islem icin sefer basina odenen ucret makine basina ortalama $4.
yani sevgili okur, bir cift corap ya da bir kalem don soz konusuyken tercih hakki olmamasina ragmen, bir tisort ya da gomlegin artik yikanmasi mi gerektigine karar vermek hic de kolay degil.di. taa ki biz, bir gecenin koru, ev ve hayvanat bahcesi sessizken, yukari komsunun banyo civarindan gelen sese dikkat kesilene kadar. sesin kedi olmadigi, duzenli araliklarla vizladiktan sonra bir iki sefer ucusa gecip tamamen kesildigini fark ettigimizde lan laan laaaaaaan yoksa dedik yattigimiz yerde. bu kesinlikle bi camasir makinesiydi. elin herifi resmen aleti getirip banyosuna koymustu. ustelik gecenin koru nispet yapar gibi calistirmaya utanmiyordu.
hemen ertesi gun piyasada oldukca komik fiyatlara su alim/atim sistemine dahil olmasi gerekmeyen makineleri bulduk. yorumlari okuduk. siparis ettik. sempatigimiz geldi. haznesi bildigin kova kadar bu sirinlik abidesine ilk goruste vurulmustuk. elin herifi nasil yapti bilmiyoruz ama banyomuza sigmayacagi kesindi, mutfaga koyduk. antik musluk geometrisi sebebiyle, borusunu musluga baglamamiz haftalar aldi ama sonuc muhtesemdi. ilk posta camasir yikanip asildiginda gozlerimiz doldu. o tel askida kuruyan camasirlarin eve yaydigi deterjan kokusu, o kalorifer uzerine dizilmis coraplarin ortama kattigi gecekonmusluk, iste biz artik tam bir aile olmustuk. camasir makinesinin icadina zamaninda bu kadar sevinilmis miydi acaba?