Sunday, September 03, 2006

pink is my favorite crayon




insanin degisiklige ayak uydurma hizi beni genelde hayrete dusurur. bu meziyetin yalnizca insana has olmadigini, arastirma kisvesi altinda laboratuarda ugruna omrumu torpuledigim bakteri ahalisinden ogrendim. zaiyat amaciyla ortama bastigimiz kimyasallara bile gun geliyor besin muamelesi yapiyor bu aslanlar. yillardir elimin altinda nesilden nesile cogalan birlikte gulup birlikte agladigimiz bu dirayetli hayvanlarin hayat mucadelesini takdirle izlesem de bahsetmek istedigim mevzu yillar yili hala alisamadiklarimdan...

bunyemin israrla mesafeli durdugu irili ufakli detaylardan biri-aklima gelen ilki- yasadigim diyarda bir takim ozel hayatin genel yasanir olusu. bir baska ve aciklayici deyisle, okul, market, havaalani, restoran gibi coklu kullanima acik (umumi) tuvaletlere mazemeden olabildigince kisilarak konuslandirilmis havadar kabinlerin bireysellige olanak tanimamasi. zaten kapisi dahil hepi topu iki metrekare suntadan insa edilmis, guvenlik amaciyla birlesme yerlerinde en az iki parmak aralik birakilmis bu kabinlerle ilk tanismamda, sorunun menteselerde oldugunu dusunmustum. ilerleyen zamanda ne yazikki araligi tasarimcinin insafina bagli olarak degisen nicelerini gordum. guvenlik sart anliyorum ama insanin yerine gore en tedirgin yerine gore en uretken olabildigi heleki bir Turkseniz aklinizda kirk tilki gezdirip kuyruklarini birbirine degdirmediginiz bir ortam soz konusuyken cok daha hassas davranilmasi gerektigine dikkat cekerek, rahatsizlik duydugum daha nice konuyu ilerleyen zamanlarda aklima geldikce paylasmayi dusunuyorum. bunu nerde dusundugumu belirtmeme gerek yok sanirim.

resimlerdeki cicekler, beni sevindirenlere, sayfayi hala israrla takip edenlere, ses verenlere ve de vermeyenlere, pembe elbiselilerin hepsine, aslen bunca kokulu satiri paklasin ve hatta parlatsin diye...

1 comment:

Anonymous said...

O pembe elbiseyle, sol üstteki çiçeklerin arasında tamamen kamufule olabilirdim :)