bir varmis bir yokmus... evvel zamanin birinde, pireler berber, develer tellal, okullar tatil, tatiller uzun, uzaklar salon- mutfak, mutfaklar yemek kokulu, kokular evcil iken, ben ninemin besigine yabanci, yabancilik yasadigim hayatin artik alistigim parcasi iken, annelerinin dizinin dibinde Ayse ve Fatma isminde iki kuzu yasarmis...
kiz torun diye pek sevilir, en cok evcilik oynamayi severlermis. gunlerden birgun annelerinin acil markete gitmesi gerekmis, evde capari tursusu bitmis ve firinda lemon-chicken pismekteymis... Aysem Fatmam gozunuzu seveyim kapiyi kimseye acmayin ormanin bin turlu hali var diye edilen tembih bir kulaktan girip zihinde yer etmemek suretiyle havadar orman atmosferinin katmanlarina yayilmis. evcilik oyununda mahsus calan kapiyi 'cildirpit' diye acan Ayse kuzusu kapinin calmaya devam ettigini farketmis. kim o? sorusuna gelen 'bocek ilaclamadan geliyoruz abla yonetici gonderdi' cevabini gayet tutarli bulan kuzu kardesler kapiyi aralamis.
sayisiz masalda hain karakteri sebebiyle aldigi beddualar neticesinde ruhen yorulmus kurt bir hamlede kuzu kardesleri cignemeten yutmak durumunda kalmis. oysa ki masal alemine verdigi sunca yillik emek karsiligi hala gecim sikintisi cekmiyor olsa, bu yasta kahvede okeye dordunculuk yerine gelip gittigi sete konsantrasyonu artar, kuzulari bir cirpida yutmak yerine cevirir, guvec yapar ne bilsin daha yaratici cozumler sunarmis. her ne ise, yillarin yorgunlugu iki cevik kuzuyu hupletmesinin verdigi rehavetle birlesip midesine oturunca oldugu yerde tatli bir uykuya dalivermis hain kurt. cok gecmeden olay mahaline gelen kuzularin annesi karakteri evde bos zamanlarinda ugrastigi bicki dikis hobisi deneyimini kullanarak eline gecirdigi makasla kuzularini kurdun karnindan cikarmis, yerine agirliginca tas doldurup disaridan belli olmayacak estetik dikisle dikerek masalin son duzlugune girmis.
olaya gec uyanan hain kurt onca saat uyumasina ragmen hala neden kuzulari sindirememis oldugunu kisa bir sure sonra anlamis lakin Bor'un pazari coktan gecmis ve eseksiz Nigde'ye yuruyecek hali hic yokmus. ilk zamanlar idrar cikisinca zorlansa da sonralari tas gibi karinli hayata alismis.
derslerini ziyadesiyle alan lakin kafalarinin cok iyi calismamasindan olsa gerek her masalda inatla ayni naneyi yiyen Ayse ve Fatma kuzulari ise bir dahaki masala kadar dinlenmek uzre anneleri esliginde uzun bir seyahate cikmislar. ucus kartlarinda Viyana yazdigi kalmis akillarda en son, oradan da Paris, Amsterdam, Brugge... sonuncu sehrin Pastor-tanimaz biralari dillerden hic dusmemis... onlar cikmis kerevetine biz de insallah muradimiza ereriz.
eskiden uykumu getirenler simdi uykumu kaciriyor. bu meselin birkac bin kere dinledigim orjinal versiyonu kadar basit degilki artik hayat, her bolumun son canavari bir oncekinden daha disli..
kiz torun diye pek sevilir, en cok evcilik oynamayi severlermis. gunlerden birgun annelerinin acil markete gitmesi gerekmis, evde capari tursusu bitmis ve firinda lemon-chicken pismekteymis... Aysem Fatmam gozunuzu seveyim kapiyi kimseye acmayin ormanin bin turlu hali var diye edilen tembih bir kulaktan girip zihinde yer etmemek suretiyle havadar orman atmosferinin katmanlarina yayilmis. evcilik oyununda mahsus calan kapiyi 'cildirpit' diye acan Ayse kuzusu kapinin calmaya devam ettigini farketmis. kim o? sorusuna gelen 'bocek ilaclamadan geliyoruz abla yonetici gonderdi' cevabini gayet tutarli bulan kuzu kardesler kapiyi aralamis.
sayisiz masalda hain karakteri sebebiyle aldigi beddualar neticesinde ruhen yorulmus kurt bir hamlede kuzu kardesleri cignemeten yutmak durumunda kalmis. oysa ki masal alemine verdigi sunca yillik emek karsiligi hala gecim sikintisi cekmiyor olsa, bu yasta kahvede okeye dordunculuk yerine gelip gittigi sete konsantrasyonu artar, kuzulari bir cirpida yutmak yerine cevirir, guvec yapar ne bilsin daha yaratici cozumler sunarmis. her ne ise, yillarin yorgunlugu iki cevik kuzuyu hupletmesinin verdigi rehavetle birlesip midesine oturunca oldugu yerde tatli bir uykuya dalivermis hain kurt. cok gecmeden olay mahaline gelen kuzularin annesi karakteri evde bos zamanlarinda ugrastigi bicki dikis hobisi deneyimini kullanarak eline gecirdigi makasla kuzularini kurdun karnindan cikarmis, yerine agirliginca tas doldurup disaridan belli olmayacak estetik dikisle dikerek masalin son duzlugune girmis.
olaya gec uyanan hain kurt onca saat uyumasina ragmen hala neden kuzulari sindirememis oldugunu kisa bir sure sonra anlamis lakin Bor'un pazari coktan gecmis ve eseksiz Nigde'ye yuruyecek hali hic yokmus. ilk zamanlar idrar cikisinca zorlansa da sonralari tas gibi karinli hayata alismis.
derslerini ziyadesiyle alan lakin kafalarinin cok iyi calismamasindan olsa gerek her masalda inatla ayni naneyi yiyen Ayse ve Fatma kuzulari ise bir dahaki masala kadar dinlenmek uzre anneleri esliginde uzun bir seyahate cikmislar. ucus kartlarinda Viyana yazdigi kalmis akillarda en son, oradan da Paris, Amsterdam, Brugge... sonuncu sehrin Pastor-tanimaz biralari dillerden hic dusmemis... onlar cikmis kerevetine biz de insallah muradimiza ereriz.
eskiden uykumu getirenler simdi uykumu kaciriyor. bu meselin birkac bin kere dinledigim orjinal versiyonu kadar basit degilki artik hayat, her bolumun son canavari bir oncekinden daha disli..
(elde hazir hain kurt ve kuzu resmi bulunmadigindan, aga takilan aslan ve once asagilanip sonra yardim istenen fare masalindan temsili bir sahne yayinlanmistir. cizer morkoyunun babasi, guaj boyayla renklendiren annesidir. eser, resim yapmaktan hoslanmayan kardesin resim ogretmeninin kandirilmasinda kullanilmistir, mazidir, guzeldir ...)
23 comments:
buyuyunce ogrendik ki aslinda "gercek hayat geyigi" geyik degilmis.
Yazdiklarin uzunsa daha da hosuma gidiyor, bir solukta okuyorum, her defasinda da ne guzel olmus diyor, sonra daha once yaptigim o elestiri aklima geliyor, kendime kiziyor, ne gereksizdi diyorum.. Inan boyle daha soluksuz okuyorum halbuki.
Sevgilerimle
S.
hangi film bilmiyorum ama, robert redford haksiz yere askeri hapishaneye atilmis bir rutbeliydi. hapishane muduru butun mahkumlara kotu davraniyordu. bunu goren redford onlari orgutledi ve bir mucadele baslatti. mucadeleyi once gucle bastirabilecegini sanan mudur, sonra redford'un hucresine kadar gelip anlasalim dedi. ben tam "iste istedigini aldi" deyip gulumsedigimde, redford "artik cok gec! istifa etmen gerekir" dedi. cok sasirdim ve de etkilendim.
dikkatle tetkik ediyorum ki genclikte yapilanlar sozkonusu oldugunda birakin mudure "cok gec istifa et" demeyi, birakin mudurle mucadele etmeyi, blog sakinleri yaptigi mucadeleden pisman ya da neden yaptigini bilmeyen bir halet-i ruhiye icinde.
"benimle birlikte yola cikanlar, gorus ufuklarinin sonuna varinca bir bir ayrilmaya basladilar" demis geldikleri gibi gonderen adam. (mutfak mufettisi bilir bu sozu)
neyse. diyecegim o ki bol bol cizgi film izleyin, "yaslanma etkilerini geciktirir"
Asagi Troy Duku - Kuresel Ukala
Daphne, bunca geyigi okuduktan sonra bu yorumu yaptin heralde:)
Sanem, tesekkur ederim ama ben de artik son noktadan sonra son kez okudugumda kalabalik yapmayan noktalama isaretini iade ediyorum yaziya:)
Jandarma, yorma bizi acik soyle lafini:)kutsal kase tadinda yazmissin yine sifreli sifreli,Brubaker da filmin adi. ama tavsiye guzel, cizgifilm herdaim izlenmelidir, yasla alakali degildir. saygilar...
Ben bu az iadeli, nefessiz(bosluksuz) okunmayi amaclayan satirlari bir cok kurala uyanlardan daha cok sevmeye basladigimi soylemek istedim aslinda.. Keyifle okurkende , ilk okudugumdaki azhosgorulu halim geldi aklima, igne-cuvaldiz iliskisi de var tabii.. Bir de alinganlik var da ondan ikinci yorum ekleniyor diyebilir miyiz bu hassas gunler sebebiyle bilemiyorum artik ;)
Sevgiler
simdi o baska. brubaker'da hapishane mudurunun kendisiydi robert redford. sen soru kokunu iyi okumamissin. paragraf sorularinda once soruyu okuyun arkadaslar.
oysa ki naklettigim film sudur:
http://imdb.com/title/tt0272020/
Asagi Troy Duku
-french roast gibisi yok-
Sanemcim ve Jandarmacan, bu blogda (internet gunlugunde;) olmasini en son istedigim sey yanlis anlasilma, alinganlik ve satasmali tartisma. ne yazikki bazen aklimizdakilerle yaziya doktuklerimiz birebir tutmuyor, ya da baktigimiz yon okuyanla bir olmuyor. birbirimize zevkle misafir oluyor, yorum yazip fikir belirtme inceligini gosteriyorsak bulusabilecegimiz tek nokta her durumda alttan almanin guzelligi:) ve ayrica ukalalik kuresel evet soru kokunu okumamisim;)
vay be dedim!!iyi ki denk gelmisim bu bloga..tesekkur ederim..:)
selam HMF hosgeldin. iade-i ziyarette gorusuruz:)
Demek gercekler su yüzüne cikiyor. Kandirilanlar, kananlar..
Sana iki resmi hazirladim.. Ilki cok cok eskiden yaptigim karakalem, ikincisi de bahsettigim sevimsiz adam...
Sevgilerimle,
:)
sevgili b5, ben bu iki resim ustune benim blogu kapatip uzunca bir tatile cikiyorum;) bir yunan tanrisiyla bir de Bacon cizmeden donmeyecegim, merak etmeyesin:))
Merhaba Morkoyun,
blogların çok güzel. İyi ki bana uğrayıp yorum bırakmışsın. Takipteyim bundan sonra. Tanıştığımıza çok sevindim.
Fatma.
Morkoyuncum, okudum bir yerlerde tezin varmis bitirilecek, tez zamanda bitsin, basarilar getirsin insallah demeye geldim ;)
Sevgiler
Merhaba Fatma, hosgeldin, ben de bu tanisikliga cok sevindim:) okumaya devam ediyorum..
Sanemcim evet kotu haber cabuk yayiliyor:) uc vakitten fazla zamani var daha ama yine de insallah diyelim, tesekkur ederim:)
tez "tanim geregi" bitmez, bitmezzz! surundururrr!... bitecek sanirsin, kurul yeni bir sey ister... onu yaparsin... marjinler kayar... o biter. hoca "aaaa.. word'de mi yazdin, ben bunu latex (tex) olarak isterim" der.. inek hoca sanki gormemistir onca zaman tezinizi kirmiziya boyerken ne ile yazildigini... o tamam olunca ne olur... hehehe.. sekiller kayar tabi ki... seklin biri tezde daha fazla yer kaplamaya karar verir ve oldur allah duzelmez... o kayinca hersey kayar.. neyse bir gece cinneti sonucu herseyi tikistirip butun kaymalari duzeltip teze son halini verirsiniz ki.. kiii...kiiiiii : o sabah hocadan bir e-posta gelir. su paragrafi da ekle. fakat ekleyemezsiniz. cunku tez ucucuna son seklini almistir. tatile cikacak bir kadinin bavulu kadar doludur... bir fasulye tanesi daha eklense gum diye patlayacak bir cantadir o... ekleyemezsinizzzz..
yani kisacasi tez bitmez... yoktur boyle bisi... biten tezler sehir efsanesidir...
Not: bu yazinin hazirlanmasi sirasinda cevreye ve hic bir blog sakinine zarar verilmemistir
Not-2: bu yazida kastamonu avcilar ve aticilar dernegine, yunanistan'la olan kita sahanligi sorununa, trabzon ahalisinin buyuk burnuna, aslinda dunyanin yuvarlak olduguna ... gizli ya da acik gonderme yapilmamistir. ne yazilmissa odur..
Asagi Troy Duku - Blog Jandarmasi
sevgili BlogJandarmasi, bu yorumlarin eskiyip arsive karisacak blog sayfalarinda kalmasi gercekten cok uzucu..:)
tatile cikacak kadin bavuluna denecek soz yok, trajikomik:)) mazeret de yok cunku bir kadin tatil mekanina dahi gidiyor olsa ne tip durumlarla karsilacagini bilemez, donanimli olmasi muhakkaktir, donanimi gerektiren hususlarin cogu da cogunlugunu hemcinslerinin olusturdugu toplum baskisidir. kostum uyumunu, yakistirma, takistirma ve makyaj yetenegini en cok suzen ve yeren diger kadinlardir zira:)
konumuz bitmeyen tezlerdi, benim bitirememe sebebim de sana cevap yetistirmek olacak korkarim:))
son olarak bu blog kuresel baris ve hosgoruyu savunur tutum icinde olsa da asla banadokunmayanyilanbinyilyasasincilik amaclanmamistir;)
ben yaziyi okudum, bayildim. sonra pek aliskanligim olmamasina ragmen bi de yorumlara bakiyim dedim, baktim. sasirdim; ne uzerine gerilindigini bile anlayamadim, çok salagim ya da çok iyi ya da az bi ihtimalle akilli.. asil akilla yazilmis olan bu yazi..
bayildim yazina ben, çok zevkle okudum, ama ben anlamadim ki birileri neler çikarmis buralardan, hayatimda okudugum en guzel kurt kuzu hikayesiydi, tesekkurler..
Dilaycim gerginlik yok, varmis gibi gorunen de yaziyla alakali degil zaten:)Jandarma blogu kimi zaman 'ben soyylee bir yorum yazayim kimsecikler anlamasin' diyor atiyor lafi sonra biz kirk kisi (hangi taraf akilli ben de bilmiyorum) kuyudan cikaramiyoruz tasi:)) masali sevmene sevindim cunku ben de cok seviyorum:)
Beni görmek demek behemehal yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir.
Aşağı Troy Dükü - Blog Jandarması
yine de yeniden cizilmisti, isimsiz imzasiz, 2. kopyasi resim cantasinin en arka sirasinda olucak!!
ana! abicim?:)
degil, kucuk kardesin!!
ooooooo:) yerim seni bocek efendi:)
Post a Comment