Ben kucukken, salaktim. Buyudugumde assolist olabilecegime inandim. Duzenli prova yaptim. Sac-fircasini-kaptigim-gibi-konu-komsuya-konser-verirdimcilerden degildim. Bilincli ve sistematik calistim. Bir yandan repertuar genisletirken bir yandan nispeten uzun ve zor soyadim yerine ‘Hafif’ soyadini secmek gibi ileriye donuk yatirimlar pesindeydim. Saglam Samime Sanay hayraniydim. Coskun Sabah, Metin Milli ve Nalan Altinors'u de cok severdim. Sonuncusunun evi komsu mahalledeydi (Nokta duragi). Kendisini Yildirim Bekci'yle evlendirip, duzenli ziyaretlerine gitmek istedim hep.
Ben aslinda, koyun degilim.
Ilk kopyam, ilk okulda olabilir. Unite dergileri vardi her ay gelen. Unite sonu testi olurdu bir de. Sinavdan once, derginin orta yerindeki cevap anahtarini cikarip siranin altina koyma adetimizi hatirliyorum. Yani zaten yazili oluyoruz bir de atesle imtihana ne gerek var degil mi? Ilk okulda degil ama isin hakkini en cok orta okul ve lisede verdim. Emek verilen kopyaya karsi degilim. Cektim, cektirdim. Kendine sarmal lastik mekanizmali mini rulolarla isimi hallederdim. Rulonun muhendisligi kadar tarih kitabini 2 santim eninde kagida anlasilir halde ozetlemek ve neyin nerede oldugunu bilip sinavda bulabilmek takdir gerektirir. Sonra universitede acik kitap vizeler basladi. Dilerseniz babanizi alin gelin sinava tarzi muameleye tabi olunca kopya filan yalan oldu.
Cep telefonum, cebime sigmiyor. Zaten cepte dolasabilecek sarj kapasitesine sahip degil. Sakaci. 4 baklava gosterirken ilk aramada pil bitti ayagina yatip kapaniyor.
En sacma huyum, yapmam gereken ve zaten yapacak oldugum ve hatta icimden gelerek yapmak istedigim bir isi yapmam soylendiginde yapmamak icin sonsuza kadar direniyor olmam. Kendi irademle baslamadigim islerden hayir geldigini gormedim.
Ask, budur sudur odur tarzi aciklamali resimli dus perdemiz vardi. Almanyadan gelmisti ama neden Ingilizce oldugunu hic sorgulamadim. Baski perdenin dis yuzeyinde kaldigindan ve haliyle banyo sirasinda okunamadigindan, tam karsisina dusen klozette, ask gercekten de tabakta kalan elma diliminden kucuk olani almak midir diye adam akilli kafa yormak icin cok zamanim oldu. Tabi teorik bilgiyle nereye kadar. Ustelik meyve tabagini, iki elma dilimini ve manitayi denk getireceksin de ask mi degil mi anlayacaksin. Zor. Pratik tecrubeme gore, bu da, su da, o da olabilir. Bilemem. Bildigim, askin, butun ben, o, biz, siz ve onlari, suursuz ve sinirsizca ‘sen’ yaptigi. Insan bu kadar mi aciz olur canim. Nezalet.
En sevdigim blog, kendi blogum. Terliksiz dolasabiliyorum. Odalara girip cikabiliyor, ikili koltugu istedigim yere cekebiliyorum. Simdilik depozitom yanar korkusundan duvarlari boyamiyorum ama o da olur bir zaman.