Saturday, December 15, 2007

Bayram temizligi

Gunlerimin bir kismi ofis raflarindan derledigim porsumus makaleleri, renkli ve beyazlara ayirdiktan sonra geri donusum kutularina atmakla gecerken bir kismi da 4 senedir ikamet ettigim evi cop ev olarak ihbar edilmeden once toplayip temizlemekle geciyor. Ozellikle ev kisminda hayretler icinde kaliyorum. Bir insan evladi nasil bu kadar kolektif bir yapiya sahip olabilir diye. Bir gun borudanlik* yapiminda kullanma ihtimalime guvenerek, biten tuvalet kagidi rulolarini bile saklamisim... Temizligin ikinci gununde gecirdigim cinnet neticesinde artik kurularin yaninda yaslar da yaniyor. Son uc vakittir kullanmadigimi tespit ettigim her turlu nevaleyi cope tasiyorum. O an o feveranla gidip cope atmazsam ya da gozumun onu mesafesinden uzaga ayirmazsam tas catlasa 10 dakika sonra pisman olup, nevaleyle ilgili aci tatli her turlu zorlama aniyi hatirlayip kendisini kalacak esya kumesine dahil ediyorum. Bir nevi ic savas. Yollari memleket bilmis, hayati, cikip geldigi iki bavul uzerine kurmus insanin, dunyevi esyaya zerre maneviyat kondurmamasi sart. Aksi halde, bilgisayar cantasinin gozune sokulup gelen porselen demlikle altin yaldizli cay bardaklari, ev arkadasina hibe edildiginde yasaran gozlere ve burum burum burkulan ice karsi koymak zor...

*bir nevi DeryaBaykalvari boru muhafaza aparati

10 comments:

Dikkat! biyo var ! said...

Doktor hanım,mail kutunuzdaki benden gelen bi özel mail ile bi şifreli blog davet postanızı sakın çöpe atmayın,okuyun:)
Sevgiler,biyonikkedi

siyahlale said...

selam, Zordur biryerden ayrılmak. Alışkanlıkları bırakmak. Rutinden kopmak. Hayat hernekadar telaşlı ve yoğun geçsede bu bir süre sonra rutine dönüşür. Sakinleşmek, hız kesmek güçleşir. Bir de önemli bulunan , anlamlar ve hatıralar yüklenen bi dolu eşyadan vazgeçmeç.
Ben bunu sıkça yaşıyorum. Atamıyorum hep biriktiriyorum. 3-5 senede bir (aslında daha sık olmalı ama acil durum zilleri çalar bazen veya afakanlar gelir, açtığın her dolap üstüne devrilecekmiş gibi durur) yaşarım. Sonra vakit geçtikçe yine aynı şey olur. Aslında bir şeyi alırken on kere düşünmek lazım. mutlaka almalımıyım, benim buna ihtiyacım varmı diye. Kendimizi frenlememiz lazım. Bir bunalım anında alınmış o kadar çok şey varki hayatımıza giriveren. Bazı durumlarda onları benimseriz zamanla aman ne iyi yapmışım da almışım deriz ama çoğu kez o nesne bi kenara atılır, rafa veya kutuya kaldırılır.
Benim vazgeçemediklerimin başında da eşimin bana almış veya hediye etmiş oldukları gelir. Şimdi bir de oğlumun yaptığı çizimler, ilk resimleri, yazı çizileri çıktı. Bakalım daha kaç ayakkabı kutusu dolacak, dolacak , dolacak... Ve bunlar ne zaman elenecek? Kim bilir...Sibel (cafecihan)

Anonymous said...

anlamadım ama niye atıyorsun.. eski püskü bir araba al, doldurabildiğin kadar doldur, şoförü çağır, gideceğin yere git. böylece yol parasından da kurtulursun. varacağın yere varınca satarsın.
alternatif olarak, şu u-haul'lardan kirala, şoförü çağır, gerçi o aleti uzun yol kullanmak pek kolay olmaz sanki. bunu unut, sen bir gazete al, araba ilanlarına bak.
hem yılbaşı civarı yaparsanız yolda kutlarsınız, güzel olmaz mı..

dünyanın en şahane insanı said...

bana bir anımı hatırlatıyor diye nesneleri saklamak ne kadar boş bir uğraş.

bunu yapan insan ya o önemsiz mutluluklarını unutmaya korkacak kadar mutsuzdur.

ya da anılarını sadece hafızasını kullanarak hatırlayamayacak kadar aptaldır.

HMF said...

bu kis basinda 1 sene oncesinden itibaren giymedigim herseyi ama herseyi attim:)ve ne oldu...giyecek hicbirseyim yok..haha..

ama mutluyum..herseyi salla gitsin MorKoyun..

MorKoyun said...

Biyo:) Mail kutuma gelen ozel maili ilen sifreli blog davetini gorunce cok helecanlandim:) Ilk defa basima boyle bir sey geliyor da. Boyle bir gurur mu desem bir ayricalik mi desem sevindim, su doktora her kapiyi aciyor masallah:)) Tesekkur ederim, gorusuruz:)

Cici Sibel, yakinda, daha once de bahsettigim tadilat ve bakim surecine girdigimde sana blogda bir kose ayarlayacagim:)) Yorumlarin yorum kutucuklarina sIkIsiyor, tasiyor yazik oluyor:) Tesekkur ederim:) Ozellikle Amerikada belli bir sure kaldiktan sonra buraya alisip tuketim sapigi oluveriyorsun. Normal sartlarda almayi hayal edemeyecegin seyleri ogrenci butcenle bile alabiliyorsun ve alim kullanim satim, hayatin vazgecilmez bir parcasi oluveriyor:)

SimonT, atiyorum cunku temizlige ve yenilenmeye ihtiyac var:) Ayrica atiyorum ki yerine daha guzeli gelsin, havamiz degissin.

siyahlale said...

dünyanın en şahane insanı lakabıyla yazan kişiye :
mutluluk mutluluktur. önemli veya önemsiz diye birşey söz konusu bile olamaz.ne saçma...
sanırım sizin önem verecek ve sizi mutlu edecek dostlarınız, eşiniz, çocuğunuz yok. olsaydı zaten böyle söylemezdiniz. İnsan bazen geçmişe dokunmak ister, hayal kurmak ister. evet insan bunları ister...

YILDIZNAF said...

Doktor Hanim,
Zor olsa da bu temizlikler sonrasindaki rahatlama herseye deger. Insan soyle keselenmis de ak paklanmis gibi rahatlar. Saatler olsun !

Anonymous said...

ah ah, nedir bu kagit ve zerzevat bagimliligi bilmiyorum. ayni dertten muzdarip biri olarak, uc basamakli elemeden gecirip, attigim, sattigim, verdigim her sey yaslandirdi vallahi beni. ama ben kendimi atabilme konusunda zorunlu egitime tabi tutulmus gibi hissediyorum. yoksa harbiden cop ev hayal, efsane falan degil, bir bakarsin olmus bile. simdi geldim burdaki copleri temizlemekle mesgulum. kolay gelsin, belli bir sure kullanmadigin zimbirtiyi atmak iyi bir strateji.

MorKoyun said...

Dunyanin adami, sana cevap yazmayi gereksiz buldum, kolay gelsin.
Hidroksi, daha iyisine yer acmak lazim, tebrik ederim.
Sagol Yildiz, gercekten de pisikolojik etkisi tarifsiz:)
Pelin, kendimi iyiden iyiye orman katletmis gibi hissettim cikan kagit zerzevati gorunce:)