Thursday, April 17, 2008

in-san

Bir sonraki derste kurbaga kesecegimiz soylendiginde aklimdan ne gectigini hatirlamiyorum. Sinif arkadaslarimin yuzunde gordugum dehsetli ifadenin bir benzeri vardir muhtemelen... Sonraki hafta, laboratuar masasina yan yana tedirgin dizildigimizde, sagdan soldan, ay ben hayatta yapamam sesleri yukselirken ay ben de yapamazdim. Biyoloji birinci sinif ogrencisi de olsam, hayatta ya da degil, kurbagayla o derece samimi olamazdim. Yanilmisim.

Olur muydu olmaz miydi gelgitleri arasinda, Asistanabi hic hesapta yokken, surpriz bir manevrayla, ortaya somun ekmek iriliginde, kendisi kadar kuyruga sahip ve ekmek tahtasina sirt ustu civilenmis sican meftasini getirdiginde kuzular kadar sessizdik. Buyumus gozlerle hayvanin beyaz postundan kirt kirt ayrilmasini, kaburgalarinin acilmasini ve hatirlamak istemedigim baska ayrintilari da izledik. Hic donup baskasina bakmadim ama o sure icinde kimildayan oldugunu sanmiyorum. Islem bittikten sonra ara vermeden bu sefer Asistanabla bir baska ekmek tahtasina civiledigi kus meftasiyla ayni islemi tekrarladiginda bizzat kendim bir buyuk danayi kendi basima kesebilecekmisim gibi hissettim. Ayni his sinif arkadaslarimda da belirmis olsa gerek ki kelle basina bir dagitilan baygin kurbagalari kendi ekmek tahtalarimiza civilemek, kirt kirt kesmek, kalbi cikardiktan sonra refleksleri test etmek bir yana ay ben yapamam sesi gelen masalarda etinden siyrilmis kurbaga iskeletini dans ettirenleri gordum. Az eter basilmasindan kelli ayilip etrafa ziplayan kurbagalarin yarattigi tedirginlige care bulunamasa da, istem disi kimildamadigi surece, o saatten sonra kurbagadan cekineni gormedim.

Insanin, alisma ve kaniksama evresi gercenten cok kisa. O kadar kisa ki, gazeteye mansetten basilan olu sayisi cetelesinin, asker:6 terorist:45, milli mac skoru cinsinden, yarisma programi ekraninin kosesinde belirmesine ramak kalmis gibi... O vakit, isinamadigim bolumun isinmayan laboratuarinda, bu tip aktivitelere devam edersem yukselecegi bariz esik degerlerini, Bodies sergisini gezip geldikten sonra bir kez daha dusundum.

Bodies, ulkenin degisik sehirlerinde, ayni anda acilan bir insan sergisi. Slogan kelimeleri: yaratici, gercek ve sarsici. Yas sinirlamasi yok ve tanitimlara gore tip ogrencilerinden ilk okul cocuklarina herkes gormeli, bilmeli, tanimali. Kitaptan, maketten, canlandirmadan ya da animasyondan degil gercek insan bedeninden. Plastiklestirilerek muhafaza edilmis insan kesitlerini, aranizda herhangi bir cam koruma olmadan incelerken, fire vermeden yuzulmus ve uyur insan pozisyonunda serilmis deriyi gorup ya da sigaradan goz goz siyaha burunmus akcigere bakarken, aklinizdan gercek insanlarin butunune ya da parcalarina baktiginizi cikariveriyorsunuz.


Fikir, Gunther von Hagens'e ait. Anatomist, plastiklestirme islemini 1977'de patentlemis ve 1995'de ilk insan sergisini, BodyWorlds'u, bedenlerini bagislayan insanlarin her birinin izniyle, sanat sergisi olarak acmis. Bodies'in farki, borsada hisse senetleri kar yapan bir sirkete ait olmasi ve kimsesiz Cinlilerin bedenlerini izinsiz kullanmasi.

Her bir sergi, yaklasik 250 insan parcasi bulunduruyor. Ince isler, yani kaslara zarar vermeden kemiklerin ayiklanmasi, tenis topuna vurus pozu verilmesi, enine ve boyuna milimetrik dilimlenmis organlar, dusuk isci maliyeti sebep gosterilerek Cin’de, Dalian Universitesinde yapilmis. Serginin sahibi sirket, bedenlerin, sahipsiz insanlara, Falun Gong hapisanesinde hayatini kaybeden kimsesiz mahkumlara ait oldugunu acikliyor ve bu sayede teshir icin belge gerekmedigini savunuyor. Cin'in dunyaya verdigi sinirsiz organ hizmeti ve mahkum idaminda sinir tanimayisi, sirf organ ya da beden icin insan harcandigini bile akla getiriyor ki bu, sergi hakkinda dusunmek icin tek neden degil.

Gunumuz teknolojisi her bir organi, sistemi, sistemlerin butununu, gercek zamanli, is ustunde izlememize izin vermese ya da insan bedeninde kimligi belirsiz bolgeleri sergi sayesinde her birimiz hic de lazim degilken taniyor olsak, belki yapilan haksizlik bir derece affedilebilir. Tabii, insan hayatinin hic onem tasidigi ulkenin, hic kimseye sorulmadan teshire sunulan insanlarina baktigimizi unutursak.

3 comments:

[ fiкяiмiи iиcє güℓü ] said...

Vücudumda çeşitli mahlukatın gezindiğini hissettim yazının başında ve ortalarında. Lakin öldürücü darbeyi sonda indirmişsin yine.:((

EKMEKÇİKIZ said...

Sahici insanı, sahipsiz bulup plastikleştirmek yerine, harbiden plastikten kopyasını yapıp, insanları serbest bıraksalardı, diye düşündüm.
Kimsesiz Çinlilerin ortalık yerde gösterime çıkması, kamu hizmeti mi yani? Buna alışmak taraflısı değilim. Zaten hiç bişeye alışamıyorum. Off!

Berceste said...

Gunther abiyi Anatomy for beginners ve advanced serilerinde seyrettimdi. Seyretmek yurek istiyor istemesine de, adam cok profesyonel. Neyi nasil kesecegini ve gosterecegini iyi biliyor. Vucudumuzu taniyalim unitesini gayet iyi isledik TV ekraninin ardindan. Ekmekci kiz plastigini yapmaktan soz etmis, o da bir dusunce ama olani goruyoruz bu plastiklestirilmis olu bedenlerle. Kanserli organlari, sigaranin tahribatini, kalp krizinden olen bir insanin basina neler geldigini, merdivenlerden dusunce olme riskini, sebeplerini... Tek tek anlatiyor adam. Tamam sapkali bir kasaba benziyor ama Cin'lilerin yaptigi gibi saygisizlik da etmiyor. Gonullulerden seciyor maketlerini. Hatta islemler sirasinda bizzat o gonulluler gelip, bakip, ileride baslarina neler gelebilecegini goruyorlar. Vazgecmek isterlerse, vazgecebiliyorlar. Ne kadar sevimli? Orasi tartisilir. Gene pek guzel anlatmissin olayi Mor'um Koyun'um!