Monday, June 15, 2009

ucaktan yeni inenler icin Roma

Italya gezisi AnkaraMunihRoma hatti ustunden tatli bir aksamustu Leonardo havaalanina inmemizle basladi. zemin kuru hava sakin mi sakindi. elde Fodor's Essentials of Italy kitabi, ayakta kilometre yuruyuse talip o kadar da turist degilim mesaji gecen bir cift babet, dilde bir kac kirik kelime Italyancayla Roma bizi beklesindi...

ucaktan inip alik alik metroya bakinirken yanimizda tipini hic tutmadigim bir adam belirdi. kisik sesiyle gayet Ingilizce shuttle hotel taksi filan derken hazirliksiz yakalandik. onca saat ucak boyunca otele nasil gidilecegini okumaya usenmekte israr etmistim zira Ask'i okumak daha cazipti ve zaten heryol Romaya cikarmisti... o ana kadar turistmis gibi yapmamaya gosterdigimiz ozeni koyverdik gitti. kemkum metro diycek olduksa da pisadam gayet seri karsi ataklarla bizi ikna etti. bir de baktim dolmus taksinin icinde 2 cift amerikali turistle birlikteyiz.. tek tek otellerimizin adini soyledik sofor basti gaza ver elini downtown Roma..

ilk cifti biraktigimiz otel nispeten normaldi. akan trafigin en ilginci sagdan soldan vizlayan motosikletlerdi. motosiklet dediysem ismine hurmeten cogunlugun tercihi iki teker bir motordan kelli vespadan ibaretti. ilk cift yolcu indikten sonra daracik sokaklardan, karanlik aralardan gecip geldigimiz han kapisi onunde duran taksimizde, geriye kalan 2 cift olarak birbirimize baktik. konusmadik ama gozlerdeki insallah bu sizinkidir subaneke dinimiz amin bakisi barizdi. neyseki sofor kasinin ucuyla digerlerini isaret etti. kapkaranlik sokaktan ayrilirken cifti biraktigimiz kapiya ilisik not kagidinda yazanlari tahmin etmeye calistik. itiraf ediyorum biraz da gulduk. pisadamla basbasa, damdan onumuze dusen taksinin icinde, karanlik sokakta kaybolan cift olarak bize de gulunmus olabilir aslinda.

gittik gittik gelemedik derken pariltili vitrinler, agacli caddelerden gecip otele yettik. haci bu saatte yakinda ne yenir sorumuza, heryer acik saat daha 11 cevabini aldiktan sonra Amerika'yi bir kere daha sevgiyle anmadan gecmedik. reservasyon esnasinda 'balayi' notu dustugumuzden kelli butun resepsiyoncular bir izzet bin ikramli pur suprizli.  bunyesi HamptonInn'lere Econolodge'lara aliskin sahsimin omru hayatinda kaldigi en guzel otelin, kirmizi duvarlarina, yuksek tavanlarinin avizeli odalarina alisamadan kosebasindaki pizeryaya gittik. somonlu pizzam ustu silme rokayla geldi. citircitir ve incecikti. yanindaki house vine, pizzadan daha guzel, aman diyimdi. yedik ictik guzellestik. yoldan gecenleri, insanlari seyrettik. dinlendik. demlendik. 

ertesi gun:Vatikan muzesinde cicekli ucus elbise

5 comments:

Düygü the Biyolokum said...

Ayakkabılar çok güsel, balayı mı dediniz bu arada? Bize tebrik etme hakkı mı doğdu, kendi kendime gelin güvey mi oldum bilemedim. :) Her halükarda burada ömür boyu mutluluk dilesem, ömrünüzün geri kalanındaki herhangi bir evlilik vakasını kapsayacağından bir problem olmayacaktır diye düşünüyorum :)

Bu arada Roma havaalanından transit geçerken oradaki görevlilere "boarding pass nerden alıcaz diye" sormuştuk, "ağır aksanları ile "boarding paaasa at dı geytaaa" diye kelimelerin sonunu uzatarak cevap vermişlerdi, hastası olmuştuk. :)

dide said...

italya mıı:)
süper seçim :D

Düygü the Biyolokum said...

3 Mayıs 2009 tarihli entryi kaçırmışım :)

La Loba said...

Ayakkabılara bayıldım. Uçuşan elbisenin kenarından kıyısından görmek isteriz efendim.

zarpandit said...

ayakkkabılar cok cici! :) artı aşağı taraflardaki şirinler heykelciklerine aşık olundu! :))

kitap benim için mukemmel nitelikteydi! :) senin sitene her girdiğimde dilimde bir türkü :

amanını mor koyun meeeeler gelir:D:D:D

istemsiz cıkıyor cicim kusurabakma sakın..

ayrıca sanırsam balayo oralarda olmakta tebrikler efendim :) izlemeye alındınız :)