Sunday, October 05, 2008

çöl sıpası

spa muptelalarini incitmek istemem ama bu kelime ve icerigine ne kadar yabanci oldugumun farkinda degildim. ordan burdan, dergilerden, onunden gectigimde aklima dugunden once gidilen, hamamsi acil guzellestirme merkezinden ote tanim gelmiyordu. cocuklugumun hatirlamak istemedigim bir kisminda, Balcova termal tesislerinin kukurt havuzunda yuzme ve dalis denemeleri yapmis oldugumdan, hamamli, buharli ve kaynak sulu her turlu olusumdan uzak durasim gelir. belki sirf bu yuzden baliklama atlayis dahil su altiyla aram hic iyi degildir.

on yargilarimdan ve cehaletimden arinip bir nebze guzellesmek icin gittigim spa'dan edindigim izlenimleri paylasmak istiyorum. bir kere daha kapidan giriste prenses muamelesi basliyor ki sadece bu bile insanin iyi hissetmesi icin yeterli. tabi dolar cinsinde hizmet bedeli unutulabilirse. ikinci asamada, muessese icinde ilerlerken, bakim abidesi hemcinsleri gorusyorsunuz ve o dakika etrafi saran aynalara bakmaksizin ayni cinsiyetin mensubu oldugunuzdan suphe ediyorsunuz. ben sahsen spa sonrasi dugun yerine kano randevuma yetismek suretiyle acele ettigimden muessesenin dolap, kilit ve soyunma odasi kismini pas gectim. cok sey kacirdigimdan eminim ama yosunlu dere beklemezdi. neyse...


masajci ablayla birlikte odamiza dogru yonelirken ne tip muameleyle karsilasacagimdan habersiz ortamdaki los isiklarin da etkisiyle tedirginligimin had safhada oldugunu saniyordum. meger daha yermisim. odamiza geldik. masajci abla kacta kac soyunacagimi ve onu nerede bekleyecegimi tarif etti. ben emin olmak icin tam olarak hangi kostum parcalarimi cikarmam gerektigini ikinci kere sordum. zira alt tarafi bir yuz masajiydi ve yanlis anlamak yapmak isteyecegim son seydi. cincik boncugu cikarip belirtilen bolgede yerimi aldim. abla odaya geri donmeden sagi solu inceledim. anormal bir durumdan suphelenebilecek deneyime sahip olmadigimdan etrafimi saran antin kuntin alet ve siseleri gormezden geldim.


spa uzmani-Melisa- odaya donerken, cingiragimsi sallantili tanimlayamadigim bir objeyi kapinin disina asti. dis dunyaya vermek istedigi mesaji, is ustundeyim kadraja girme'den ziyade, seanstayiz rahatsiz edilmek istemiyoruz seklinde algiladim. bir sure -dort saniye kadar- cilt tipimden ve ne tip bakim urunleri kullandigimdan bahsettik. ben mahcubiyetimin etkisiyle belki cikista birkac urun onerirse alip kullanabilecegimi soyledim. inandigini sanmiyorum. sanmiyorum zira o esnada Melisa gozkapaklarimin ustune, soguk pamuk oldugunu iddia ettigi ama benim hiyar dilimi oldugundan emin oldugum parcalar yerlestirdi. o andan sonra isim bitene kadar bir daha Melisa'yi gormedim. kokladim ve dinledim.

muhtesem kokulu kremlerle yuzum once temizlendi, sonra elektrik izgarasi hissi veren buhar aletiyle yuzyuze baktik. kah sicak kah soguk havlular geldi gecti. kollar, boyun, yuz, burun ve kulaklar sirasini takip edemedigim guzel kokulu kremlere bulandi. bir ara parmaklarim ovalanirken o viciklikta yuzugum gitse ruhumun duymayacagini dusunmek istedim ama dusunebilme yetenegim ve ilgili beyin hucrelerim son derece lakaytti, adeta sunmuslerdi. uyusam beni kimselerin uyandiramayacagini hissettim ki Melisa durttu.

tavsiye urun listem, pembo kokulu esantiyon nemlendiricim ve cigkoftelik kivama ermis kendimi aldim ciktim. spa'siz gecen sunca yila yazik derdim ama sinir uclarim fonksiyon kazandigindan beri isimi bir kese ve bir kalip hacisakirle halledip, limitli butcemi daha ulvi amaclarla delme egilimindeyim.

urunlerle ilgilenen varsa : www.eminenceorganics.com

7 comments:

La Loba said...

ya oralarda yok mu böyle eşantiyon cilt bakımı günleri? Kadıköy'de kağıdı eline tutuşturdukları gibi bakıma sokuyorlar, kağıdı almayanı dövüyorlar. biraz tuzlu olmuş ama sen iyi yapmışsın arada iyidir böyle, macun kıvamına gelmek lazım.

ruhdagı said...

Fransızlar'ın dediği gibi, hiç olmazsa bir kez denemelisin. İyi yapmışsın bence.

Anonymous said...

spalar, kanolar, havuzlar, oh... biz de burada seni merak edelim.
(10 yıldır king oynayacak bir grubum olmadığına göre ben daha fazla merakı hakediyorum sanırım).

neyse ki türk kızlarını güzelleştirme çabaların var, her durumda kurtarıyor seni zannımızda.

Anonymous said...

bu ablanın tavsiye listesi sağdan sola yayıldığına göre cilt tipinden çok o an hangi meyvayı canı çekmişse ondan olmuş sanki. dondurma seçer gibi.

Simon said...

Simon Templar yazdigina gore buraya bir seyler yazmam farz olmus. Bana kalirsa ortamda buyyuk bir sahtekarlik donuyor. Yani insanoglu pek cok seye kafa erdirdi de, yine de tam evrimlesememis olmasindan kaynaklanan sinirli rasyonalitesini bazi alanlarda gostermeyi beerebiliyor -reklamcilar da, isleri bu oldugundan olsa gerek, olabildigince somurmeye basliyorlar o alani. Kozmetik iste bunlarin en basta geleni.

Uzun lafin kisasi su: Misal, su red rose sweet tonic denilen maddenin ayni sirada yer alan diger 'tonic'lerden farkli etkisi olduguna (insan cildi uzerinde yani) bu saatten sonra kimse beni ikna edemez. Hayir icine biraz daha cok nemlendirici madde koymuslardir, olmustur sana hassas ciltler icin olani... Boyle yilan yagi kivaminda bilimsel arastirmalara dayali maddeler. Birisi de demiyor ki Nash'in 95 yili Cosmetic Annals'da yayinlanan makalesinde "tatli kirmizi gul"un su su faydalarinin oldugunun tespit edildigi yaziyor... En fazla isvicreli bilimadamlari geyigi var. Ne zaman ki bir kozmetik urununun kutusundan cikan prospektus benzeri dalgada kaynakcaya yer verilir, o gun benim ilgimi ceker bu maddeler. o kadar diyeyim.

MorKoyun said...

Laloba, varsa da ben gormedim, bilmiyorum:) Paket tatil kapsaminda ben tuz kismiyla ilgilenmedim)

Ruhd., tavsiye ederim.

SimonT, kalktin gittin hala Turk kizlarina laf ediyorsun ordan. Karttaki gozlemini takdir ediyorum, ben okumadim bile, atmadan bloga kopyaladim lazim olur diye. Sag ve sol uc arasinda cok fark oldugunu sanmiyorum.

Simon, yukarida yazdigim gibi ayni siradakilerin aromadan ziyade birbirinden farki oldugunu ben de dusunmuyorum. Ama kozmetik adiyla bombaladigin mevzu o kadar da sisirme degil bence. Tamam reklam, abarti fazla ama takdir edersin ki rekabet ucmus. Ben 'dogal icerikli' urunlerin gozle gorulur etkilerini illaki makalelerden takip etmemiz gerektigini dusunmuyorum. Guzel kokmaya, yumusamaya, parlamaya ve genc gorunmeye mecbur birakilan bizler 30'a ermeden dogal ve kimyasal urunler arasindaki farki anlayabiliyoruz. Eminim 40larda da kullanmak ve kullanmamak arasindaki fark hissediliyordur. .

Selis Koker said...

Kaburgayi catlattigina inanamiyorum! Yuh yani. Ben de kendime kiziyordum bugun yedigim 20 parca kucuk halloween twix ve kitkatlardan sonra bogure bogure kusarken.. Bak benden de essegi var, tovbe tovbe, bizim egitimde mi bir bozukluk var ne.